İsim:

Email: *

Mesaj: *

ÇÖPLERİNİ KAVANOZDA BİRİKTİRENLERİN HİKAYESİ: SIFIR ATIK


Dünya şu aralar sıkıntılı günlerden geçiyor. Hem de bizim yani insanların yüzünden. Atıklarımızı doğaya saçmamız ve çevreyi hor kullanmamız, başka canlıların hayatlarını büyük ölçüde etkiliyor. Dünya'nın dengesiyle o kadar oynadık ki yakında su sıkıntısı çekeceğimizi söylüyor uzmanlar. Çünkü mevsimler belirgin bir şekilde değişti. Normalde paltolarımızı ve atkılarımızı kuşanmamız gereken zamanlarda kısa kollu yaz tişörtleri ile gezmemizin nedeni de bu. Bir damla yağmura hasret kaldık resmen. Öyle ki barajlarımızdaki su seviyesi dizimizi geçmiyor. Doğaya verdiğimiz zararın bedelini başka insanlar canıyla ödüyor doğal afetlerde. Sahi, son yıllarda daha fazla doğal afet haberi duymamız bize bir işaret değil mi sizce de? Bu gidişatı fark eden bazı Avrupa ülkelerinde naylon poşetler kaldırıldı alışveriş mağazalarında. Bazı yerlerde kendi çantanızı kendiniz getirmeniz gerekirken bazı yerlerde poşet başına ücret ödemeniz talep ediliyor. Bu ücret mevzusunun ne kadar caydırıcı olduğu tartışılır tabi. Yine de insanlığın sorunun farkında olması ve çözüme dair bir şeyler üretmesini görmek umut verici. Bugün sizlere bu çözümün önemli bir parçası olan alışılmadık bir kültürden bahsedeceğim. Aslında besin üretiminin temellerinden olan sürdürülebilirlik kavramını desteklediği için beslenme ile doğrudan ilişkili diyebiliriz. Adı sıfır atık. Daha önce duymayanlar için yabancı gelebilir ama aşina olanlar şimdiden Lauren Singer'in meşhur kavanozunu hatırladı bile. Hatırlayamayanlar için söyleyeyim; Lauren Singer sıfır atık ideasıyla yaşayan bir CEO. The Simple Co. adında doğal ürünler üreten bir firması var. Aynı zamanda bir girişimci olan Singer, Londra'da " package free" diye yeni bi bir mağazanın da sahibi. Tahmin edeceğiniz üzere satılan her şey sıfır atığa uygun. 4 yıldır evinden topladığı çöpleri yaklaşık 250 ml'lik küçük bir kavanoza sığacak kadar az. 2012'de çıktığı bu çevreci yolculuğu anlatmak için "Trash is for Tossers" adlı bir blog açtı. O bloga da şuradan ulaşabilirsiniz. Şimdi bu kültürü biraz daha yakından tanısak hiç fena olmaz değil mi?


İlk olarak sıfır atık terimi şehir düzeyinde üretim ve atık kontrolü için kullanılıyordu. Bu uygulamayı hayatına entegre eden ilk kişi ise sıfır atık hareketinin öncüsü ve sözcüsü Bea Johnson oldu. 2006 yılından beri de bu hayat tarzını sürdürüyor. Aynı zamanda "Sıfır Çöplü Ev: Çöpünüzü azaltmanın nihai rehberi" adlı kitabın da yazarı. Sıfır atık hareketinde amaç atıkları imha etmek değil atık miktarını azaltmak ve uygun olanları geri dönüştürmek ya da gübreye çevirmek. Böylece en az atıkla yaşamak. Bu hareketin bazı esasları var. Mesela deterjan gibi temizlik malzemelerini kendiniz yapıyorsunuz. Tuvalet kağıdı yerine de yosun kullanmayı tercih edebilirsiniz. Böylece hiç bir atığa mahal vermiyorsunuz. Bunun yanında vücut losyonu, deodorant ve hatta çoğunlukla sabun yapımı size ait. Diş macunu yapmak ise hindistan cevizi yağı, karbonat ve çiçek özü yağını karıştırmaya bakar. Sıfır atık hareketi çoğunlukla internet yazılarıyla yayılıyor. Bunun da en iyi yolu bloglardan geçiyor. İşte bu konuyu merak edip öğrenmek isteyenler için bir blogger daha. Kathyrn Kellog. O da sıfır atık hareketinde ve "Going Zero Waste" adlı blogunda hareketçilere ipuçları veriyor. Bu sayfaya girerseniz ev yapımı kozmetik ürün yapımlarından atık oluşturmayan yemek tariflerine, ikinci el eşya satışlarından gereksiz atığı önlemek üzerine yazılmış kaynak niteliğindeki bir sürü yazıya ulaşabilirsiniz. Bir şey almaya mecbur kaldıklarında ise kendi yaptıkları geri dönüştürülebilir kavanozları kullanıyorlar. Bu hareketin bir sınırı yok. Olabildiğince az atık üretmek için elinizden geleni yapmalısınız. E kabul etmek lazım zor oluyor her şeyi kendin yapmak. Bir de zaman kavramı var. O yüzden de bu hareketi uygulayan çok sayıda insan yok. Ama bu hareketi benimseyen kişiler sürdürülebilir bir yaşamın bütün zorluklardan daha önemli olduğunu düşünüyorlar. Durumun ve böyle giderse 30 yıl sonra doğal bir besin bulmanın çok zor olacağının farkındalar. Bu yüzden bu bir iş değil onlar için. Siz bu hareket için ne düşünüyorsunuz bilemem ama ben sürdürülebilir bir yaşam için bu tarz hareketleri destekliyorum.

Yorumlar

Popüler Yayınlar